Birleşik Krallık hükümeti, Rus istihbarat servislerini İngiliz siyasi sistemini baltalamayı amaçlayan geniş çaplı bir hackleme operasyonuyla suçladı.
Bu saldırı dalgası Bu saldırının 2015 yılında politikacılara yönelik hedefli saldırılarla başladığı ve onları güvenilir bir taraf gibi davranarak gizli bilgileri açıklamaya ikna etme girişimlerinin olduğu düşünülüyor.
Devamını oku: Rusya’nın İngiltere’ye yönelik saldırıları hakkında bildiğimiz her şey
Saldırıların bilinen kurbanları arasında Rus dezenformasyonuna karşı çalışan Institute for Statecraft adlı düşünce kuruluşu ve kurucusu Christopher Donnelly yer alıyor.
Yüzlerce siyasetçi, gazeteci, memur ve STK üyesinin de hedef alındığı düşünülüyor.
Birleşik Krallık ve ABD’deki yetkililer, bilgisayar korsanlarının İngiliz kamuoyundan ve siyasi figürlerden bilgi toplamasının ardındaki niyetin kanıtını görmedi, ancak toplanan bilgilerin gelecek yıl yapılacak genel seçimleri etkilemek amacıyla kullanılabileceğine dair endişeler var.
Sky News’e konuşan Batılı bir yetkiliye göre, Rus istihbarat servisi adına faaliyet gösteren kişiler tarafından çok büyük miktarda veri toplandı.
Seçimin aksaması ‘olasılığı’
Yetkili, “Bir seçim yılına giriyoruz” dedi.
“Bunu (hackleme ve sızıntı tehdidini) kan dolaşımına daha fazla dahil etmek istiyoruz – böylece insanlar daha bilinçli olur.”
Bilgisayar korsanlarının gelecek yıl seçimleri bozmak için sızdırabilecekleri bilgilerin olup olmadığı sorulduğunda yetkili, “Bu niyete dair hiçbir kanıt yok. Bu olasılık var. Çok fazla bilgi topladılar.” dedi.
Erişilen bilgiler e-postalarla sınırlı değildir; aynı zamanda özel dosyaları ve kişilerin gizli bilgilerini de içerir.
Önemli kişisel veri dizisinin yalnızca küçük bir kısmının sızdırıldığı düşünülüyor ve kamuya mal olmuş kişiler hakkındaki önemli miktarda kişisel bilgi, daha sonraki bir tarihte ifşa edilmek üzere bilgisayar korsanlarının emrinde kalıyor.
Bu tarihin İngiltere’de gelecek yıl yapılacak genel seçimlerle çakışabileceği endişesi var.
Gittikçe karmaşıklaşan saldırılar
Hükümet yetkilileri, kimlik avı saldırılarını daha da inandırıcı kılan teknolojideki ilerlemelerden kaynaklanan siber güvenlik tehdidine ilişkin mesajı yaymakta haklı.
Bu mesaja, bu saldırıların neye benzediğine dair okuryazarlığı artırmaya yönelik çabalar da eşlik etmelidir, ancak burada başka bir sorun ortaya çıkıyor.
Siber saldırılar o kadar karmaşık, hedefli ve sık hale geliyor ki, bireylerin neyin gerçek, neyin dolandırıcılık olduğunu her zaman anlaması beklenemez.
Dolayısıyla okuryazarlığı artırmaya yönelik herhangi bir çaba, bireylerin bunları tanımaktan tam olarak sorumlu olamayacağını ve bu saldırıları tespit edip önlemek için politika yapıcıların müdahalesine ihtiyaç duyulduğunu da kabul etmelidir.